türk edebiyatının en velud romancılarından olan ahmet mithat, roman
sanatının kuramsal yönüne pek değinmemiştir. belki birkaç romanın
önsözünde değindiği roman türü hakkında onu dönemini aşan sadelik ve
üslup da bir inceleme yazmaya iten şey nabizade nazım’ın
“emile zola dışında romancı tanımadığını ve sadece realist romana
roman denilebileceği yönündeki beyanıdır. işte bu söz üzerine; biraz da
kendini küçümseyenlere cevap vermek için (aslında onu küçümseyen günümüz
okuruna da güzel bir cevaptır bu kitap) yazılmış bir incelemedir ahbar-
ı asar.
kitabın bölümleri ve bu bölümlerdeki ana düşünceler kısaca şu şekilde:
mukaddime:
bu
bölümde ahmet mithat, “roman ve romancılığın nasıl başlayıp bu zamana
doğru nasıl dallanarak, budaklanarak, ne şekilde değişikliklere
uğrayarak geldiğini izah etmeye ve uzun uzadıya açıklamaya” karar verme
sürecinden bahseder.
mehaz:
yazar bu bölüme eserini
oluştururken başvurduğu kaynakları yazmıştır. bir nevi kaynakça olan bu
bölümde adı anılan serler şunlar:
1. danyel hue’nin romanların aslına dair mektubu
2. volf namında bir alman muharririn tarih- i umumi- i roman namıyla yazdığı tarih.
3. fransız tabi- i meşhuru dido’nun matbu gayrı matbu şövalye romanlarının umumiyet muntazaman tertip ve tanzimi tecrübesi.
4. dunlop’un tarih- i muhayyelat’ı.
5. şasa’nın kudemanın fıkarat- ı muhayyelesi.
6. didero’nun ansiklopedisinin yirmi dokuzuncu cildinde roman ve şövalye romanları için mahsus olan bendler.
7. kurten’in yeni ansiklopedisinin yirminci cildinde kezalik roman bendi.
8. papaz langle düfrenua’nın romalar istimali.
“bunlardan
maada ansiklopedik kamusların kaffesi ile revü de dö mond gibi
mecmualarda münderic makalelerin ve tiyatro yollu yazıların asarın gerek
gerek tahriri gerek oynanması hakkında “hakikat acıdır” gibi risaleler
dahi bu meselde mehaz olmaya layık asarardır. bir de koca kantu’yu
unutmamalı…”
(not: ahmet mithat'ın yabancı yazarların ve eserlerin adını telafuz şeklini bozmadan aynen yazdım)
romanlarin aslı:
yazar
bu bölümde roman sanatının ortaya çıkışına hatta romanın ilk
örneklerinin ne olduğuna dair düşüncelerinden bahseder. bu bölümde
danyel hüe’nin düşüncelerinden faydalanan yazara göre roman türünün ilk
örnekleri masallar ve mitolojidir. mitolojinin hangi özelikleri
sebebiyle romana kaynaklık edebileceğinden ayrıntılı bir biçimde
bahsedilen bu bölümde yazar romanın gerçeği taklit etmesi gerektiğine
dair düşüncelere de çatar.
aslın teferruu:
romanın aslının “havarık”ın (tansık)
hikaye edilmesine dair düşünüşe yapılan itirazlara hue’nin ve
kurten’in getirdiği savunmalara başlanan bu bölümde, yazar; yunan ve
roma mitolojisindeki ilişkilerin anlatımından sıkılan insanoğlunun bu
ilişkileri insanın başından geçmiş gibi anlatmayı denemelerinden
bahsedip bu gelişmelerin bir tür olarak roman sanatını şekillendirdiğine
ve ayrıntılandırdığına değinir.
kurun- i vusta ve romanlari:
bu
bölüme yazar şövalye romanlarının neden artık beğenilmediğine dair bir
tespitle başlar. yazara göre eski çağların soylu şövalyeleri gitmiş onun
yerine eşkiyalık yapan şövalye tipi ortaya çıkmıştır. bu yüzden bu
çağda şövalye romanları artık ilgi çekmemektedir ve tam da ölmeye yüz
tutan şövalye romanlarına cervantes’in don kişot’u öldürücü darbeyi
vurmuş ve şövalye romanları tarihe karışmıştır artık.
şövalye
romanlarının yerini çoban romanlarının aldığı tespiti ve romanlarda ana
izleklerin aşk ve dindarlık olduğu kaydı düşüldükten sonra 14. lui
devrine geçiliyor.
ondördüncü lui devri:
ahmet mithat bu
dönemin romanlarının genel özelliğini “sevdaperest” başlığı altında
topluyor. bu dönemin romanlarında şehvetin bayağılaştığını ve okuru bu
bayağılıktan kurtaran kişinin madam lafayette olduğu kaydı düşülüyor.
bu
dönemin roman tarzını ve zevkini sona erdiren türün “siyasi roman” türü
olduğu tespiti yapılarak siyasi roman bahsine geçiliyor.
siyasi romanlar:
bu
tip romanların ilk örneği olarak madam de lafayette ‘nin “zaid ve
prenses de klev” ve “prenses monpansiye” romanları olduğu tespitiyle
başlanan bu bölümde; daha sonra matmazel de lusan’ın “filip ogüst’ün
dairesi menakıbı” gibi eserlerin adları anılır ve bu tip romanların
aslında devrin siyasi dokusuna uygun kalıcı olmayan eserler olduğuna
değinilir.
romancılıkta teceddüd:
bu bölüme ingiliz
romancılığının fransız romancılığından kopuşu yeni romancılığa örnek
olarak verilerek başlanır. bu bölümde ahmet mithat romanın dönemin
zihniyetine uygun şekillendiği yönündeki görüşünü tekrarlayıp zamanının
romanlarını tasnif işine girişir.
zamanımızın romancılığı ve romanları:
ahmet
mithat’a göre göre romanı gerçekçi veya hayali olarak tasnif etmek
yanlıştır. çünkü bir şeyin adı romansa zaten o hayalidir.
ahmet
mithat kendi dönem romanlarının sınıflamada dido’nun tasnifini benimser.
buna göre roman türlerini: “tarihi roman, ahlaki roman, dindarca roman,
dinsizce roman, politik roman, mizahi roman, adli roman, bilimsel
roman, sosyal roman” şeklinde sıralayan ahmet mithat, şehvet romanını
bir tür olarak kabul etmez.
intikad:
ahmet mithat bu
bölümde eleştiri türü hakkındaki düşüncelerini açıklar. ona göre
eleştiri, “usul ve erkan” dahilinde olmalıdır. gereksiz sertlik
içermemeli, yapıcı olmalıdır. eleştirmenlerin eleştirileri de eleştiriye
açıktır, bu unutulmamalıdır. eleştirmen eleştirdiği kişiden daha usta
olmalıdır. eleştirmen eleştirdiği türün tarihi gelişimini hakkıyla
bilmek zorundadır. ayrıca eleştirmen, batı edebiyatındaki eleştirinin
tarihi gelişimini de iyi bilmelidir.
intikadin yolu erkanı:
bu
bölüme eleştirinin yolu ve yöntemine dair monsieur courtain’in
yazdıklarını anarak başlayan yazar; eleştirinin bir bilim bir sanat
olduğunu söyler. ahmet mithat’a göre eleştiri mutlaka herkes tarafından
beğenilen eserlere yapılmalıdır.
ahmet mithat eleştirinin yanlızca
güzeli öne çıkarmasına estetik diyor ve estetiğin göreceli olduğunu
unutmamak gerektiğini de ekliyor bu bölümde ayrıca. yazar bu bölümü
“tarihi eleştiri” diye de bir tür olduğunu haber vererek bitiriyor.
hatime:
yazar
son söz olarak bu eseri aslında bize edebiyatla ilgili ders vermek
isteyenlere cevaben yazmış olsak da aslında bu eser edebiyat dünyasına
yeni giren gençlere bir yol göstermek amacına da hizmet etmiştir diyor.
“biz gençlere yazmaktan çok okumalarını ve eleştirecekleri yazardan daha
bilgili daha usta olmaları gerektiğini hatırlattık bu eserde” diye de
ekliyor.
meraklısına not: ahmet mithat'ın bu son derece önemli incelemesi nüket esen tarafından yayına hazırlanıp iletişim yayınları'ndan basılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.