21 Mart 2021 Pazar

elektronik aletlere teşekkür etmek yahut son kıyafet

haftaya akademik mevzularla alakalı bi yabancı dil sınavı var. ona çalışmaya başladım bu ara. çalışmak dediysem, konu çalışmak değil de işte geçmiş yılların çıkmış sınav sorularını çözüyorum.  ösym sitesinden çıktı alırken ne zamandır aklımda olan bir şeyi yaptım ve yazıcıya teşekkür ettim. gerçekten bunu hak ediyor bence yazıcım.sadece benim yazıcım değil yeryüzünün tüm yazıcıları bunu hak ediyor aslında.. ama yeryüzündeki tüm yazıcılara teşekkür etmek bana düşmez. birleşmiş milletler başkanı teşekkür edebilir ama; tabii kendisi bilir. sonra yaptığımın saçma olduğunu fark ettim aslında. yani bunun sonu yok. o zaman yemeği ısıttı diye ocağa; meyveyi, sebzeyi soğuttu diye buzdolabına vs. de teşekkür etmeliydim. ama o kadar da kibar biri değilim. 

bir paragraf sorusu çözerken "suburb" diye bir sözcüğe takılıp kaldım. "varoş, kenar mahalle" falan gibi bir anlamı var sözcüğün. sonra şimdi anlatamayacağım bir çağrışımlar silsilesi ile birlikte "ölen birinin üzerine bulunan kıyafetleri; ne zaman, nasıl, nereden, ne kadara ve onu alırken neler düşündüğünü" falan düşündüm. sözgelimi  bir hırka. yahut eşofman ne bileyim. bir mağazadasın, satıcı sana gösteriyor tişörtü yahut sen görüyorsun. beğeniyorsun ve alıyorsun. defalarca giyiyorsun. ve bir gün öldüğünde üzerinde o hırka var. oysa öldüğünde üzerinde "bu" olacak ona göre deseydi biri, yani der miydi demesi lazım birinin aslında ne bileyim


  

13 Mart 2021 Cumartesi

ÇEKYATTA UZANMIŞ TELEVİZYON İZLERKEN KATLANAN SADELİK

 Üniversite 3. sınıfta falandım cumartesi öğlen saatleriydi. annem pazara gitmişti. yağmur sonrası güneşi vardı. evde televizyonun karşısında uzanıp kanalları dolaşıyordum. cine 5'teydi sanırım ilk kez gördüğüm bir şarkı çıkmıştı:


etkiledi tabii şarkı, hala da severim; ara ara da dinlerim bi şekilde. sonra kral tv'ydi sanırım orada da nazan öncel'in bi klibi başlamıştı daha yeni :



sonuna kadar dinlemiştim bunu da. biraz daha dolaşmıştım kanallarda, pek sarmamış olsa gerek doğrulup camdan dışarı bakmaya başlamıştım. annemi görmüştüm, pazardan geliyordu. pazar arabası ağır mı acaba diye geçmişti aklımdan. sonra annemin de beni gördüğünü fark ettim. bir an gülümsemiş gibi geldi sanki bana. sanki diyorum çünkü hem henüz çok yakın değildi apartmana hem de evimiz 7. kattaydı. o yüzden pek emin olamadım bir an ama ben de gülümsedim. sonra zil çaldı. sormadım, "sen de gördün mü beni camda?" diye. aklımda, o an beni görmüş olduğu ve bana gülümsediğinin kalmasını istediğim için bilerek sormadım. taze patates almıştı kızartmalık. patates kızartmıştı bana. mutfağa giderken televizyonu kral tv'de açık bırakıp gitmiştim. özlem tekin'in şimdi hatırlayamadığım bir şarkısı çalıyordu. 

ha bütün bunlar ingilizce bir paragraf sorusu çözerken altını çizdiğim "side" sözcüğünden çağrışımla geldi. böyleyken böyle.