28 Nisan 2013 Pazar

MORIAE ENCOMIUM yahut DELİLİĞE ÖVGÜ



MORIAE ENCOMIUM
YANİ
DELİLİĞE ÖVGÜ:
Yüz dilim, yüz ağzım
Teneke gibi de bir sesim olsaydı eğer
Sayamadığım gibi deliliğin çeşitlerini
Sayamazdık tek tek isimlerini
            Van GOGH,
            Toplumun intihar ettirdiği.
Van GOGH’un akıl sağlığından söz edilebilir, o ki hayatı boyunca sadece bir elini pişirmiş ve bundan başka sol kulağını kesmekten öteye gitmemiştir.
            BİR DELİ Mİ VAN GOGH? VE NEDİR SAHİCİ BİR DELİ?
İnsanın onurunu yüce bir fikrine karşı davranmaktansa , toplumsal olarak anlaşıldığı anlamda deli olmayı tercih etmiş insandır.
            Böylece, toplumun kurtulmak ya da kendini korumak istediği herkesi tımarhanelerinde boğazlatılmıştır, bazı ulu pislikler konusunda kendisiyle suç ortaklığı yapmayı reddetmiş kişiler olarak.
ÇÜNKÜ BİR DELİ, TOPLUMUN DİNLEMEK İSTEMEMİŞ OLDUĞU VE DAYANILMAZ
gerçekler söylemesin engellemek istemiş olduğu bir insandır da.
            Hayır Van GOGH deli değildi ama resimleri suda yanan ateşlerdi, atom bombalarıydı, ki görüş açıları o çağda ortalıyı kasıp kavuran diğer resimlerinden ikinci imparatorluk burjuvazisinin ve 3. Napoeol’unkilerin olduğu kadar Thirs’in, Gambetta’nın, Felix Faure’un konformizmini ağır biçimde rahatsız edebilecek nitelikteydi.
            Hayalet yoktur tablolarında Van GOGH’un, hayal yoktur, sanrı yoktur
Öğleden sonra saat ikideki bir güneşin hakikatidir.
Evet, hayalet yoktur Van GOGH’un tablolarında, dram yoktur, konu yoktur, hatta derim ki nesne yoktur,  çünkü motifin kendisi nedir ki?
Bütün Van GOGH, gizli ve patetik bir tarzda vurulmuş fırça darbesinin biricik titizliği. Şeylerin sıradan rengi ama öylesine doğru, öylesine severek doğru ki onun enderliğine varabilecek değerli taş yoktur.
Sadece ressam Van GOGH daha fazla değil,
            Felsefe, mistik, ayin, psişürji yada litürji yok
            tarih, edebiyat, ya da şiir yok,
            onun tunç renkli ayçiçekleri resmedilmişlerdir, ayçiçeği gibi
            resmedilmişlerdir, sadece o kadar, ama doğal halinde bir ayçiçeğini anlamak için, şimdi Van GOGH’a dönülmesi gereklidir, tıpkı  bir, tıpkı doğal halinde bir fırtınayı
            bir fırtınalı gökyüzünü
            doğal halinde bir ovayı
            anlamak için Van GOGH’a dönülmeden yapılamayacağı gibi.
            Kendi delilliğinin acısından terk etmemiştir Van GOGH hayatı
            Ölümünden iki gün önce, psikiyatr kesilmiş  doktor Gachet adını alan ve ölümün dolaysız, etkin ve yeterli nedeni olan kötü tin’in baskısı altında terk etmiştir.
            Van GOGH’un kardeşine yazdığı mektupları okurken, kesin ve içten inancına vardım, psikiyatr doktor Gachet’in –ki hem psikiyatr hem de dürüst insan olmak aşağı yukarı imkansızdır- aslında ressam Von GOGH’tan nefret ettiğini, ve ondan ressam olarak, ama her şeyin üstünde DAHİ olarak nefret ettiğinin
            Van GOGH meczup kuruntusunun  o aşamasına gelmişti ki düzensiz durumdaki düşünce geriye akmaktadır irtifa eden deşarjlar karşısında,
            Ve düşünmek, kendini aşındırmak değildir artık,
 ve yoktur artık,
ve sadece vücut toplamak kalmıştır,
demek isityorum ki
VÜCUTLAR YIĞMAK
Ve işte böylece ölmüştür Van GOGH intihar ederek, çünkü artık onu çekememiştir bütün bilincin ittifakı.
Dahası yalnız başına intihar edilmez
Kimse yalnız olmamıştır doğmak için
Kimse de yalnız değildir ölmek için
Ama intihar durumunda, doğaya karşı kendi hayatından kendini yoksun etme eylemine vücudu karar verdirmek için bir kötü varlıklar ordusu gereklidir.
Ve inanıyorum ki son ölüm dakikasında, hep başka biri vardır, bizi kendi hayatımızdan yok-sun bırakmak için.
İşte böylece Van GOGH kendini mahkum etti, çünkü yaşamayı bitirmişti
Bu yüzden pişmiş el, sadece ve sadece kahramanlıktır
Kesilmiş kulak, dolaysız mantık
Ve tekrarlıyorum,
Kötü niyetini amacına ulaştırmak için
Gece gündüz, ve gitgide daha çok, yenilmez olanı yiyen
Bir dünyaya bu noktada çenesini kapamak düşer!!!

Meraklısına not: Bu yazı Antonin Artaud’un Van Gogh’un hayatı üzerine yazmış olduğu “Van Gogh, Toplumun İntihar Ettirdiği” adlı kitaptan çeşitli bölümlerin kitabın şiirsel bütünlüğünü bozmadan bir araya getirme çabasıyla ortaya çıkmıştır. Bazı yerlere kitabın aslında olmayan değişiklikler -orijinal anlamı bozmadan tabii ki- yapılmış olabilir. Yazıdaki satır dizimi de şiirselliğe müdahale etmeme adına korunmaya çalışıldı.