bir ara alakasız zamanlarda hatrıma gelen görüntüleri yazıyordum sonra vazgeçtim. çoğu çocukluğuma aitti bu görüntülerin. çocuktum mavi kaplı bir haritaya bakıyordum sık sık. çalayabinsk diye bir yer işaretlenmişti haritada. abim mi ablam mı işaretlemişti hiç öğrenemedim bunu. niye işaretlenmişti çalyabinsk onu da öğrenemedim. o haritadır ki bendeki gitme isteğini kamçılamıştır hep. ama gidemedim hiç, kaldım hep. nükhet abla vardı ablamın arkadaşı. çocuktum ilk o göstermişti bana o haritayı. halının üstüne uzanıp açardım o haritayı. bakardım, bakardım, bakardım... gideceğim yerleri, aşacağım nehirleri, denizleri incelerdim uzun uzun. ama olmadı aşamadım hiçbir nehir ya da denizi. zorunululuklardann ötürü gittim bir yerlere ama hiç istediğim için gidemedim. süleyman'la trene binip konya'ya gitmiştik. kar vardı orta anadolu'da. bozkırda biteviye kar...trenin camından dışarı bakıp, sigara içiyorduk. çocukluğumda düşlediğim yolculuklar gibi değildi ama gidiyorduk.. düzlük ve kar biteviye uzanıyordu. süleyman biyoloji'de okuyan bir kıza aşıktı. yol boyu hiç konuşmamıştık ta konya'ya kadar susmuştuk. ramazan'ın ilk günüydü konya'ya vardığımızda. istasyonda kahvaltı yapmıştık. süleyman tanrı'dan uzaklatığından bahsetmişti. ben?
b
ü
y
k aşklar yolculuklarla başlar. demişti bir şair. (ahmet telli diyordu.) bu dizeyi söylemiştim süleyman'a. beyazevler'de bir evdeydik. çay içiyorduk ve sigara. süleyman kalktı montunu giydi ve dışarı çıktık. doğruca istasayona gitmiştik. peronda bekleyen tren konya'ya gidiyordu. bizde oraya gidecektik...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.