15 Haziran 2012 Cuma
bir fotoğrafın yası
"bir fotoğrafın arabı" deyip ece ayhan'a selam çakabilridm ama yapmadım. çok az fotoğraf çektirdim. inanmadım fotoğrafın verdiği sahte tanıklık hissine. belleğime güvendim hep. belleğğim hiç ihanet etmedi bana; hep en gerekli olanı muhafaza etti belleğim. sözcükleri taşıyamaz fotoğraf. oysa bellek saklar tüm sözcükleri ve anları. nevra'yı ilk gördüğüm anın fotoğrafı: sırtı bana hafif dönük siyah montlu bir kız fotoğrafından başka bir şey değil. oysa belleğimde o an bir kaç sözcükle daha mukim...bir fotoğrafın asla taşıyamayacağı birkaç sözcük var o anda; anlamı yıllar sonra tamamlanabilecek birkaç sözcük...kimseye anlatamazsın. kim dinlemek ister ki zaten? olsun, belleğim başıma bela hep. beni tamamlayan o (belleğim) oldu hep. oysa böyle olsun istemezdim ben. çünkü ne vakıt (nazım vakit demez vakıt der) gitmek istesem belleğim devreye girdi. rahat bırakmadı beni hiç. "yolculuk, hep düşündüm onu" hep yolculuğu düşündüm. geride "kederli bir omuz" bırakacağım yolculuklar düşündüm. olmadı. çıktığım yolculuklar..bilmiyorum, bildiğim tek şey yavaş yavaş eridiğim. "ben bu kadar değilim" oysa gerçekten ben bu kadar değilim
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.