29 Haziran 2017 Perşembe

lucha de gigantes

bir yer geliyor artık istenilmeyen biri olduğunu anlıyorsun -demek saçma olur- çünkü istenilmeyen biri olduğunu anlamak bir süreç işidir; şu halde cümleyi şöyle kurmak daha mantıklı: bir yer geliyor istenilmeyen olduğunu artık net bir şekilde anlıyorsun. hayat aslında biraz da istenilmediğin yerde kalma mücadelesi gibi bir şey galiba. ölüme yönelik varlığın içinde bulunduğu zorunlu durum havf'tır der martin heidegger. bunu her yere çekebiliriz, hemen her duruma uyarlayabiliriz fakat burası bunun yeri değil; üstelik vakit de geç oldu. kurtuluş var mı peki? var aslında: kendini vasatın tahakkümüne bırakmak. bütün hayatını vasatın tahakkümüne tevdi ederek havf''tan kurtulunabilinir (kurtulunabilinir: bir kelimede 4 tane çatı eki kullandım üst üste) ben bunu yapamadım sanırım daha doğrusu beceremedim, sakil durdu üstümde vasatın her günkülüğü. yok hayır buradan şu sonuç çıkmamalı: ben vasatın tahakkümüne girmedim falan demek istemiyorum, en sonunda vergi verip faturalarını ödeyen biriyim vasattan ne kerte vareste olabilirim ki?
"yalnızlık, bir ovanın düz oluşu gibi bir şeydir" diyordu cemal süreya; "uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum" diyordu turgut uyar ve "bir kişi bile değilim yalnızlıktan" diyordu edip cansever eli artırarak. aslında heidegger gibi söylersek yalnızlık nasıl da el - altında - olmaklık bir şey. şu kibirt, sigara yahut kalem, telefon.. gibi öylece duruyor el - altında yalnızlık, fakat kalemden vs. farklı olarak hükmünü icra ediyor o canlı bir varlık gibi.



ara verdim yazmaya bunu dinledim. ne anlatıyor acaba şarkıda? bilmiyorum merak da etmiyorum açıkçası.

rus romanlarında kendini horlayanları düelloya davet eden kahramanlar vardır hani. hayatı düelloya davet edemezsin ki ya da edebilir misin ki?

devlerin düellosu
havayı doğalgaza çeviriyor
vahşi bir düello beni uyarıyor
çirkin dünyanın içine girmeye ne kadar da yakınım
kırılganlığını hissediyorum
bir kabus arkamda canavar gibi
kovalıyor beni
her şeyin yalan olduğunu söyle bana
sadece aptalca bir rüya
başka hiçbir şey
alçaklıktan korkuyorum
hiç kimsenin sesimi duymadığım yerde
aldatmayı bırak
saklanmaya çalışma
hiç gezmedin buralarda dolaşırken
kağıt canavarı
kime karşıyım bilmiyorum
ya da burada başka kimse var mı?
bazı tuhaf yerlerdeki
korkunç hayaletlere inanıyorum
ve aptallığımla seni gülmekten kırıp geçiriyorum
bu çirkin dünyada
kırılganlığını hissediyorum
aldatmayı bırak
saklanmaya çalışma
hiç gezmedin dolaşırken
kağıt canavarı
kime karşıyım bilmiyorum


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.