26 Haziran 2017 Pazartesi

iyiydik lan yahut sakızım yere düştü

buradaki 100. iletimmiş bu. kısmet umut sarıkaya'nın bir öyküsüneymiş 100. ileti. öykünün (anlatının) en can alıcı yeri şu sanki: "ben ağzım açık oturduğum yerden namık'a bakarken top ayagımdan alındı ve yine golü yedik" bütün bir hayatın özeti gibi: bir şeye hayran hayran bakarken tam o sırada en savunmasız anında rakip boş durmaz ve golü atar. rakibin golü atmasından daha ziyade aslında sen golü yemişsindir. (aynı şeyin tersten söylenişi gibi mi geliyor sana ey okuyan? doğru bu ama aynı şey değil yine de) 

" sevgili dostlarım şimdi tam anlatabilir miyim bilmiyorum ama o gün ilk defa bişeylerin değişmesinin beni ne kadar korkuttuğunu anladım. sanki hep öyle devam edecek sanarken, insanların bir takım kararlar alması, birden ciddi bir mesafe takınması çok koydu bana. en yakın arkadaşım çok yabancı geliyordu lan! iyiydik lan. nereden çıktı bu köy'' demek istedim." ya ben bu yazıyı ve bu yazıya dair söylemek istediklerimi pek de mantık silsilesi içinde yazamayacağımı hissediyorum şu an. ki okuyan olarak en haklı beklentindir senin mantık silsilesi. (mantığınızı, ahlakınızı, etikinizi ayrı ayrı sikeyim) mantık silsilesi en haklı beklentindir ve fakat çığlıkta ahenk aranmaz öğretmediler mş bunu sana? 

(aslında aklımda "balkondaki plastik beyaz sandalye üzerine" diye bir yazı yazmak vardı, olmadı. yazacam ama bunu da. balkondaki plastik beyaz sandalye şu anda bile duruyor orada. epeydir hemen her gün atmayı düşünüyorum onu ama atmıyorum. bilmiyorum.) 

"telefondaki ses çok ciddiydi bu sefer. iyiydik lan diyebildim bu sefer. telefonu kapattım. ağladım, çok ağladım. ağlarken sakızım ağzımdan düştü. ben hiç çok ciddi kararlar alamadım, karar alanlara arkadan baktım.' tüm hayatımın özeti gibi bu satırlar. ben de hiç ciddi kararlar alamadım. alanların arkasından baktım ama. olsun, bu da benim yazgım sanırım. iyi günler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.