20 Ocak 2013 Pazar

suyun öte yakasında yaşamak üzerine yahut her ağacın kurdu

"suyun öte yakasında yaşadı sisyphos dediler adına" genelde sanatçılar yaşar suyun öte yakasında. hatta MFÖ'nün bu minval üzere bir şarkısı da var. aha da şu şarkı:

"bu adam hep düşünür mü
bir kuş ölmüş diye üzülür mü" buradaki kabilenin topluma istiarelendiğini anlamak için öyle süper zeka olmaya falan gerek yok. topluma ya angajesindir ya da değil. buradaki tercihi bilinçli olarak yapamazsın. sonradan edinemezsin topluma karşı konumunu. dostoyevski abim "cinler" roanında şöyle dedirtir bir kahramanına "ama ben senin inandığın gibi inanamam ki tanrı'ya" çünkü kahramanımız farklı bir bir formasyondan yetişmiştir. ve suyun öte yakasında yaşamaktadır artık. zekası farklı çalışanlar genelde suyun öte yakasında yaşar. kendi değer yargılarınla onu anlamaya çalıştığın sürece onun ruhuna inkişaf edemezsin; böyle yaparak sadece yargılayabilirsin onu. bu yargılamanın sonucundaki hüküm de kesindir aslında: suyun öte yakasında yaşayanı ötekileştirmek. bil ki bu ötekileştirmede kazanan sen gibisindir AMA haklı olan suyun öte yakasında yaşayandır. bir köprü kurarsınız suyun öte yakasında yaşayanla. onu görmek onunla konuşmak için ama sonra o köprüden sizinle birlikte kendi tarafınıza gelmesini bekler, istersiniz ondan. bir balığı sudan çıkarmak gibidir bu oysa. bir benzetiş...  ya da bir ağacın özüne kurt salmak gibidir bu kendi özünüzden. pir sultanlar, yunuslar karacaoğlanlar aşkına ihtimal buyurun: ya sizin tarafınız yanlışsa? good night and good luck

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.