21 Şubat 2015 Cumartesi

diyalog gibi ama aslında monolog yani

  "yalnızca bedel ödemeyi göze alabilenler gerçekten özgür olabilirler" der dostoyevski cinler romanında. tam olarak böyle demez tabii uzun bir tiraddan çıkan sonuç budur. yok bir yere bağlamayacam ya öyle söyledim.

  sen genelde aklına estiği gibi konuşmazsın vardır altında bir şeyler.

─  yok ya valla öyle aklıma geldi söyledim.
─  o zaman başka bir şey söylemek istiyorsun ama lafa giremedin.
birini bu kadar iyi tanımak seni rahatsız etmiyor mu?
─ kim olduğuna bağlı.
─ ben işte.

─ etmiyor.
─ ileride edecektir. hiç kimse çırılçıplak görebildiği birine uzun süre katlanamaz.
─ sen beni tanımıyorsun diyebiliriz demek ki o zaman
─ kim bilir... neyse ya saçma bir yere gidiyor konu. ben aslında başka bir şey diyecektim. hani ben hep gerçekçi biri olduğumu söylerim ya bununla ilgili, sıkılmadıysan tabii
─ yo neden sıkılmışım gibi mi duruyorum
─ bilmem nezaketen soruyorum sanırım birini sıkmak, ona ağırlık vermek fikri beni rahatsız eder hep bilirisin. hele bu sensen.
─  etmiyorsun.
─ kabullenemediğim bazı gerçekler var; yo hayır bunların neler olduğunu değil bu durumun bizzatihi kendisini konuşmak istiyorum. sanıldığının aksine, gerçeği kabullenememe gerçekçi insanlarda gerçekçi olmayanlara göre daha sık görülen bir şey.
─ tam tersi oması gerekmiyor mu?
─ evet ilk bakışta öyle olması gerektiği akla daha yatkınmış gibi duruyor. neden güldüğünü anlayabiliyorum.
─ gülmüyorum, gülümsüyorum. aklıma bir şey geldi. 
─ ne?
─  boşver, alakasız. ne diyordun? neden gerçekçi insanlar gerçeği daha zor kabulleniyor?
─ bunu demiyorum aslında. gerçekçi insanlar, kendileri için kabullenilmesi zor gerçeği daha zor kabullenir diyordum.
─ çünkü?
─ çünkü gerçekçi dediğin insan kabullenemediği gerçeği durum kabul edilemez hale gelmeden önce farkeder ve bu olmasın diye çeşitli önlemler alır, aldığı bu önlemler de gerçekçidir üstelik ve fakat öngürülemeyen bir şey, bir olay - ya da beklenmedik diyelim- durumu altüst eder. bu yeni durum yani yeniden adapte olunması gereken bu durum, gerçekçi kişi için artık tahammül edilmesi gereken bir durum olur. çünkü bu beklenmedik olay gerçekçi olduğunu söylediğimiz kişinin silahlarını elinden almıştır. dünyanın en hzlı koşan yırtıcısıdır çita ama pençeleri olmayan bir çita içib avından hızlı koşmanın bir anlamı yoktur. uzun mu konuştum ya?
─ yo, devam et.
─ gerçekçi insan için gerçeği kabullenilemez hale getiren olay; çita'nın pençelerinin sökülüp doğaya salınmasına denk geliyor. pençeleri olmayan çitanın avını avını farkettikten sonra, onu yakalamak için kovalamasının bir anlamı yok aslında. çünkü onu yakaladığında -ki en hızlı koşucudur yakalayacaktır mutlaka- devirebileceği pençeleri yoktur. gerçekçi insanın durumu da böyle işte, gerçeği biliyor, farkediyor ama bir türlü gereğini yapamıyor. örnek daha da karışıklaştırdı mı ya sanki ne dersin?
─ yo hayır da sözü "aslanın avı ayağına gelir"e bağlayacak gibisin. gülme!
─ ne gülmesi ya
─ gülüyorsun ama.
─ boş ver. şöyle bir şey vardı:
 senin istediğin gibi olmak istedim. ŞİMDİ HER ANIM BAŞKA BİRİ OLAYIM DİYE DUA ETMEKLE GEÇİYOR. olmadığım biri gibi. kim olursa. ... yokum ben. burada bile değilim. bunların hiç önemi yok. yokum ben, yokum. 
arrivederci...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.