Mustafa Irgat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mustafa Irgat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2011 Pazar

michiganlı ölmüş şair theodore roethke'yi okurken katlanan sadelik

bir düşe uyanıyorum ve ağırdan alıyorum şiddetimi
öfkemi bağırıyorum baskın getirilmiş işbu sevinçte
fakirlik içre öğreniyorum o gidilmesi gereken yeri

hissederek yaşarız. burada bilinmesi gereken ne ki?
oluşumu dinliyorum yakalarken sağırdan sağıra teni
bir düşe uyanıyorum ve ağırdan alıyorum şiddetimi

sizler güya birliktiniz yitik oğula, şimdi neredesiniz?
cumhuriyet sahtesi gömük bilinç sizi! iliği kustum
usunçla ve giderken öğrendim o gidilmesi gereken yeri.

tek şiir hayatı da yener ama nitedir tabiatın sesçili
bir rüzgar ağsın gözlerden rengarenk yıldızlı merdiveni
o uyansın bir düşe yeniden ve ağırdan alsın şiddetini

işlek maddenin ayrıksı mizahı yansır keskin imgelemde
kokulu ayna ve sevdançin, öylece açık yeryüzünü al
sonra safran kan kesmiş giderken öğren o gidilen yeri

söz söz değildir yetke küllenmedikçe. bunu bilmeliydin.
uzak düşen her sır düşmektedir. ve nicel bize yakındır.
bir düşe uyanıyorum ve ağırdan alıyorum şiddetimi
giderken öğreniyorum gidilmesi pek gereken o yeri

mustafa ırgat


bu şiir bana hep Dostoyevski'nin İnsancıklar romanını hatırlatır. Bir de Hamlet'i... Şiddet harekettir burada.  Harekete geçmenin doruk noktasıdır şiddet. Oysa ne Makar Devushkin ne de Hamlet bir türlü şiddeti -hareketi- göstermez bize. Onlar hep şiddetlerini ağırdan alırlar, ertelerler yani.