21 Mayıs 2023 Pazar

duvar yahut dinleyemediğim şarkılar

"kendinden az bahseden insanlar soylu ikiyüzlülerdir." der nietzsche. beni bunun kadar iyi anlatan başka bir cümle okumadım şimdiye değin. aslında tabii nietzche bunu kendinden az bahseden bahsettiğinde de  aslında amacı karısındakini kendine dair bir fikir edenimesin diye onu  manipüle eden kişiler için kullanmıştır. bu yüzden de bu kişilere yaptıkları şeyin içerisinde zeka olduğu için sadece ikiyüzlü demez soylu ikiyüzlü der. benim durumum biraz daha farklı sanırım. yüzeysel biriyim ben. o yüzden de pek de bahsedecek bir şey çıkmıyor benden. öğretmenler odasında falan çok olur sürekli kendinden bahseden "ben şöyle biriyimdir ben böyle biriyimdir" diye. kahvaltı yaparkenki yiyecek tercihlerini bile 20 dakika anlatabilen öğretmenler olur. burada kastettiğim şey kahvaltıda yemeyi sevdiği bir yiyecekten yahut güzel bir kahvaltı yapılabilecek bir mekandan bahseden kişiler değil. çünkü burada bir paylaşım söz konusudur. "ben şuradan alınmış şu olmadan kahvaltıya oturmam" diyen kişidir burada bahsettiğim kişi. bu kişi, bunu öyle bir anlatır ki tavırlarından, ses tonundan nasa'nın mars misyonunun başındaki kişinin mars'a yumuşak inişle ilgili yaptığı basın toplantındaki halinden bile daha önemli bir şey anlatıyor gibidir ama hepitopu peynirden yahut zeytinden bahsediyordur aslında. ben buna soysuz ikiyüzlülük diyorum. tabii bunun bir önemi yok ama öyle. 

house md final yapalı bugün 10 yıl olmuş. asla izlemedim finali, izleyemedim daha doğrusu. massive attack'ın dizi için kullanılan soundtrack'ini de bir daha hiç dinleyemedim dizi bittikten sonra.


bugün 21.05. 2023. ne kötü bir gündü bir sene sonra ondan önce ne güzel bir gündü. I am stumbling in the dark. gerçi şarkıda you are diyordu ama ben bu kısmı üzerime alıyorum çünkü niye almayayım because tökezliyorum karanlıkta sometimes. 

soylu bir ikiyüzlü olmamak için bazen burada kendimden bahsediyorum ama yine de  ben ikiyüzlü biriyim. 21.05'in benim için ne anlam ifade ettiğini dahi ima bile etmiyorum sadece önemli bir gün bugün diyorum o kadar. 

ama 

"Ben oysa 

herkes gibi

herkesin ortasında

burada, bu istasyonda, bu siyah

paltolu casusun eşliğinde

en okunaklı çehremle bekliyorum

oyundan çıkmıyorum

korkuyorum sıram geçer

biletim yanar diye"

hiçbir şeye başlayamıyorum, hiçbir şeyi yaşayamıyor; hiçbir şeyi bitiremiyorum tam olarak. sadece bir yerlerde bulunuyor, oralarda duruyorum; bunları yaparkenki tek motivasyonum "korkuyorum biletim yanar sıram geçer diye" biletim var mı yok mu onu da tam kestiremiyorum artık. yani hiçbir şeye biletim yok, almıyorum da ama biletim yanacak ve sıram geçecek diye korkuyorum. (bazen biletin yok, bu yüzden korkmana da gerek yok diyor birileri, bunu idrak etmemek için anlamamazlıktan geliyorum

 bir de peyk'in don kafa şarkısını hiç dinleyemedim 7 sene olmuş. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.